İzmir’de bir dükkan sahibi, kiracısıyla 2010 yılında imzaladığı tahliye taahhütnamesini tahrif ederek tarihi 2019 olarak değiştirdi. Kiracı avukatının dikkati sayesinde ortaya çıkan tahrifat yargıya taşınırken, mahkeme tahrifatı bilirkişi raporuyla da tespit ederek belgeyi geçersiz saydı ve kiracı lehine karar verdi.
İzmir’de bir dükkanın mal sahibi, kiracısıyla 2010 yılında imzaladığı tahliye taahhütnamesini tahrif ederek tarihi 2019 olarak değiştirdi. Kiracı avukatının dikkati sayesinde ortaya çıkan tahrifat yargıya taşınırken, mahkeme tahrifatı bilirkişi raporuyla da tespit ederek belgeyi geçersiz saydı ve kiracı lehine karar verdi.
İzmir’de bir dükkan sahibi, 2010 yılında kiraladığı halıcı dükkanı için kiracısıyla kira sözleşmesinin yanı sıra tahliye taahhütnamesi imzaladı. Aradan geçen yıllar sonucu kiracısı B.G. ile yeniden sözleşme imzalayan mülk sahibi, yeni tahliye taahhütnamesi imzalamayı unutunca, eski taahhütnamenin tarih kısmında tahrifat yaptı. 2010 yılının sonundaki sıfırı 9 yapan mülk sahibi, konuyu yargıya taşıyarak kiracısını iş yerinden çıkartmak isteyerek konuyu yargıya taşıdı. İş yeri sahibinin başvurusu üzerine başlatılan tahliye davasında kiracının avukatı Şenay Geçkil, dikkatli bir inceleme sonucunda belgede yapılan tahrifatı ortaya çıkardı ve tahliyeye itiraz etti. Mahkeme, tahliye taahhütnamesindeki tahrifatı bilirkişi raporuyla da tespit ederek belgeyi geçersiz saydı ve kiracı lehine karar verdi.
Mülk sahibinin oyunu böyle bozuldu
Mülk sahibinin yaptığı tahrifatı tespit etme sürecini anlatan kiracı B.G.’nin avukatı Şenay Geçkil, “Müvekkilimiz, mülk sahibinin kendisine tahliye taahhütnamesine dayalı tahliye emri göndermesi nedeniyle tarafımıza başvuru yaptı. Taahhütname üzerinde yaptığımız teknik incelemede, 2010 olan düzenlenme tarihinin mülk sahibince 2019 olarak değiştirdiğini tespit ettik. Akabinde derhal itirazda bulunduk ve tahliye işlemlerini durdurduk. Mülk sahibi bu kez tahliye istemli olarak Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtı. Dava aşamasında yapılan bilirkişi incelemesinde belge üzerinde tahrifat yapıldığı ortaya çıktı. Rapor sonucunda yerel mahkeme tahrif edilen kısımda; ayrıca kiracının imzası bulunmaması nedeniyle taahhütnameyi geçersiz saydı ve mülk sahibinin açtığı tahliye davasını reddetti. Müvekkilimiz ayrıca mülk sahibi hakkında şikayette bulundu ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca mülk sahibi hakkında özel belgede sahtecilik suçu nedeniyle soruşturma başlatıldı.
Çıkan karar bir çok kiracıyı ilgilendiriyor
Çıkan kararın birçok kiracıyı ilgilendirdiğini, adalete güven duygusunu da tazeleyen nitelikte olduğuna vurgu yapan İzmir Barosu avukatlarından Şenay Geçkil, “Bilindiği üzere son yıllarda mülk sahipleri taşınmaz kiralarında tahliye taahhütnamesi almayı şart koşmakta, kiracılarını dilediği zaman taşınmazından tahliye etme hakkını da elinde tutmak istemekte; ancak artan tahliye davaları ve tahliyeden kaynaklı işlenen suçlara baktığımızda artık mevcut kanuni düzenlemelerin bu konuda yetersiz kaldığı ve acilen yeni düzenlemelerin yapılması gerektiği ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Vatandaşlarımız bu konuda kesinlikle taşınmaz kiralarken boş tahliye taahhütnamesi vermemeleri gerekiyor” açıklamasında bulundu.