reklam
reklam

ULUCAK HÖYÜĞÜ’NDE KÖTÜLÜKLERİ YOK ETMESİ İÇİN KIRILDIĞI SANILAN İNSAN FİGÜRLERİ BULUNDU « İzmir Haber TV

26 Nisan 2024 - 12:54

ULUCAK HÖYÜĞÜ’NDE KÖTÜLÜKLERİ YOK ETMESİ İÇİN KIRILDIĞI SANILAN İNSAN FİGÜRLERİ BULUNDU

ULUCAK HÖYÜĞÜ’NDE KÖTÜLÜKLERİ YOK ETMESİ İÇİN KIRILDIĞI SANILAN İNSAN FİGÜRLERİ BULUNDU
Son Güncelleme :

20 Ekim 2022 - 8:27

İZMİR’in Kemalpaşa ilçesindeki Ulucak Höyüğü’nde, tarihleri 7 bin 800 ila 8 bin yıl arasında değişen 5 insan figürü bulundu.

İZMİR’in Kemalpaşa ilçesindeki Ulucak Höyüğü’nde, tarihleri 7 bin 800 ila 8 bin yıl arasında değişen 5 insan figürü bulundu. Kazı Başkanı Prof. Dr. Özlem Çevik, Figürlerin, doğum, ölüm, hasat zamanı, evlerin inşası, bereket ve bolluk getirmesi gibi faaliyetlerde kullanılmış ve kötü olasılıkları yok etmesi için kırılıp, atılmış olduklarını düşünüyoruz dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi, Kemalpaşa Belediyesi ve Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nin desteğiyle İzmir’in en eski yerleşimi olan 8 bin 850 yıllık Ulucak Höyüğü’ndeki kazı çalışmaları sürüyor. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Çevik’in 2009’da kazı başkanlığını devraldığı höyükteki çalışmalarda, tarihleri 7 bin 800 ile 8 bin yıl arasında değişen 5 insan figürünü bulundu.

Çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Çevik, Ulucak Höyüğü’nün İzmir’in ilk yerleşim yeri olduğunu belirterek, Ulucak Höyük, İzmir’in ilk çiftçi köy yerleşimi olması açısından önemli. Yani Batı Anadolu’nun en erken Neolitik merkezlerinden biri. Günümüzden 8 bin 850 yıl öncesinden 1100 yıl boyunca kesintisiz olarak iskan edilmiş. 2022 yılı kazı sezonunda 5 insan figürlü eser bulduk. Tümü de kilden yapılmış. Kimisi bir bütün olarak bulundu ki bu durum nadir. Genelde başı kırık halde ele geçiyor. Bazen de sadece baş kısmını buluyoruz ya da yine bu sene bulduğumuz bir diğer örnekte olduğu gibi kolu bacağı kırık halde de bulunabiliyor diye konuştu.

‘EVLERDE, AVLULARDA VE HÖYÜĞÜN SOKAĞINDA BULDUK’

Figürleri evlerin içinde, avluda ve höyüğün sokağında bulduklarına dikkati çeken Prof. Dr. Çevik, şöyle konuştu

1960’lı yıllarda bu figürünler ana tanrıçalar olarak tanımlanıyordu. Biz bunların kutsal olmadığını, kurşun dökmek gibi büyüsel niteliklere sahip olduğunu görüyoruz. Doğum, ölüm, hasat zamanı, evlerin inşası, bereket ve bolluk getirmesi gibi faaliyetlerde kullanılmış ve kötü olasılıkları yok etmesi için kırılıp, atılmış olduklarını düşünüyoruz. Dolayısıyla tanrıça değil de günlük hayatın bir parçası olarak bunların önemli hayat geçişlerini kutlamak, nazar gibi olumsuz etkileri yok etmek için üretilmiş olduklarını söyleyebiliriz. Bu eserler 7 bin 800 ila 8 bin yıllık.

Kaynak: DHA

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.